HABERLER
Uzaktan Sağlık Hizmetlerinin Sunumu Hakkında Yönetmelik Taslağı Hakkında
Uzaktan Sağlık Hizmetlerinin Sunumu Hakkında Yönetmelik Taslağı Hakkında
Uzaktan Sağlık Hizmetleri yaşadığımız teknoloji çağının gereklerine uygun ve batı ülkelerinde uzun yıllardır uygulanan bir sağlık hizmeti şeklidir. Her ne kadar bu kararların Kanun düzeyinde yapılması esassa da hukuki boşluğu dolduracak bu adım beklediğimiz olumlu bir gelişmedir. Bizler aile hekimliği çalışanları olarak sağlık hizmetlerinin birinci basamağının temel yapı taşlarıyız. Pandemi döneminde de Covid-19 aşılama faaliyetlerinin çoğunu sırtlayarak, poliklinik hizmetlerini ve temel izlem ve takiplerimizi aksatmadan devam ettirerek sorumluluklarımızı sonuna kadar yerine getirerek sağlık sistemi içerisindeki önemimizi gösterdik. Ülkemiz sağlık politikalarının gelişimi ve daha iyi bir sağlık hizmeti sunulması için aile hekimleri olarak gereken her adımın arkasında olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu noktada sağlık hizmetlerini etkileyen atılacak hukuki adımlar da dahil her adımda; sağlık hizmetinin vazgeçilmez parçası, hizmette yaşanabilecek olumlu durumların yanı sıra aksaklık ve kusurları en rahat görebilen grup olarak fikirlerimizi beyan etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Taslağın birinci bölümü ile ilgili (ilk 4 madde) :
Sağlık hizmetinin mekandan ve coğrafyadan bağımsız olarak sunulmasının kapsamı özellikle aile hekimleri için gri bir alanı oluşturmaktadır. Aile hekimleri aile hekimliği birimine kayıtlı nüfusa hizmet vermektedir. Ülkemizde aile hekimliği uygulamalarına başlanılan dönemde; aile hekimliği birimlerine belirli bir köye, mahalleye, bölgeye göre nüfuslar aktarılmıştır. Günümüzde ikametgah bağımsız olarak aile hekimliği birimlerine kayıtlar alınabiliyor olsa da aile hekimliği sistemi kendi içerisinde hala coğrafyaya bağlı olarak sağlık hizmeti sunmaktadır, bu nedenle coğrafyadan bağımsız olarak kabul edilemez. Uzaktan sağlık hizmetleri uygulamasına geçildiği taktirde aile hekimliği birimine kayıtlı nüfus içerisinde yer alan kişilerin yalnızca başvurabileceği, misafir hasta uygulamasının olmayacağı bir yazılım sistemi getirilmesi zaruridir.
Taslağın ikinci bölümü ile ilgili :
Yönetmelik Taslağı Madde 5’te uzaktan sağlık bilgi sisteminin (USBS) bilişimsel yapısının Sağlık Bakanlığı’nca belirleneceği ve bu şartlara uygun olarak USBS geliştirilebileceği belirtilmiştir. Konu ile ilgili devam Madde 6’da ise sağlık tesininin gerekli alt yapı ve teknik donanımı sağlaması gerektiği söylenmektedir. Bu noktada aile hekimliği birimlerinin birbirinden çok farklı aile hekimliği bilgi sistemleri (AHBS) kullandığını hatırlanmalıdır. Geliştirilecek USBS, hizmet veren aile hekimliği bilgi sistemlerine entegre edilmelidir. Bu nedenle tescili Bakanlık’ça yapılmış olan uzaktan sağlık bilgi sistemlerinin, aile hekimliği bilgi sistemlerine bildirilmesi sağlanmalıdır. Gerekli hallerde Bakanlık bu entegrasyonu sağlayan AHBS bilgilerini de tescilli USBS’i duyurduğu gibi ayrıca duyurmalıdır. Çünkü USBS hizmeti satın alacak tıp merkezi ve hastane gibi sağlık hizmeti sunan yerlerin aynı zamanda bilişim üzerine çalışan personelleri bulunmakta ve bu sistemlerin kontrolünü ve denetimini kendi içlerinde ilgili personellerle yapabilmektedirler, ancak aile hekimliği çalışanlarının böyle bir denetleme ve kontrol yapma yetkisi bulunmamaktadır. Ayrıca mesleki görevlerimiz arasında böyle bir teknik bilgiye sahip olma zorunluluğu da yer almamaktadır. Bu noktada USBS ve AHBS arasındaki bilişsel alt yapının kontrolünün Bakanlık veya Müdürlük nezdinde yürütülmesi önemlidir. Etkin zaman yönetimi ve hizmet sunumu açısından USBS ve AHBS arasında tam entegrasyon sağlanmalı, bazı bağlantılar üzerinden ayrı sistemler olarak aralarında geçişler yapılmamalıdır. Aile hekimi mevcut AHBS üzerinden uzaktan sağlık hizmeti sunmaya ihtiyaç halinde başlayabilmelidir. Yönetmelik uygulamaya geçmeden önce bu bilişsel alt yapının tamamlanması gerekmektedir. Aksi halde uygulamada aksaklıklar yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Konu ile ilgili önemli bir diğer husus ise hizmet sunucuları olarak yeni geliştirilen USBS alt yapısı nedeniyle oluşabilecek teknolojik ihtiyaçlar hususundadır. Aile hekimliği birimine ait bazı masraflar Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği Madde 18 aile sağlığı merkezi giderleri başlığı altında yer alan esaslara göre aile hekimleri tarafından karşılanmaktadır. Bu hizmetler de standart olarak yürütülmektedir. Aile hekimliği hizmetlerinin ihtiyaçlarının gün geçtikçe arttığı ve ekonomik açıdan ihtiyaç olan her nevi şeyin maliyetlerinin de aynı oranda yükseldiği göz önüne alındığında; aile hekimlerinin bu maliyetler altında yok olmaması için getirilecek şartların aile hekimlerine ek mali yük oluşturmaması gerekmektedir. Sistem buna uygun olarak geliştirilmelidir. Ayrıca sadece aile hekimliğini ilgilendirmeyen, bütün sağlık sistemini etkileyen bu yeni gelişme nedeniyle aile hekimliği sistemi dışında çalışan sağlık personellerinin maddi olarak etkilenmeyeceği açıktır. Bu nedenle hizmet sunacak sağlık personelleri arasında eşitliği sağlamakla yükümlü olan Bakanlık’ın bu hususta gerekli düzenlemeleri yapması ve olası ek maliyetlerin çözümünü uzaktan sağlık hizmeti sunmaya başlamadan önce tamamlaması gerekmektedir
Uzaktan sağlık hizmetleri başlıklı Madde 7’de verilecek olan hizmetin kapsamı tahdidi olarak belirtilmiştir. Tıp bilimine uygun olarak sağlık hizmetinin hazırlar arasında sunulması gerektiği bir gerçektir. Bu noktada gelişen teknoloji ile birlikte ulusal hukukumuzda yer alan farklı alanlardaki hukuki düzenlemeleri bilmekte fayda vardır, özellikle son dönemde yaygınlaşan elektronik alışverişler ile hayatımıza giren elektronik sözleşmeler ile ilgili elektronik ortamda karşılıklı beyan verilebileceği ve bu durumun da hazırlar arasında olarak kabul edildiği yer almaktadır. Hasta hekim arasındaki ilişki de esasen sözleşmeye dayanmaktadır. Hasta hekime sağlığına kavuşmak veya sağlık ile ilgili bilgi alabilmek amacıyla başvurur ve hekim de bu konuda hastaya yardımcı olmaya çalışacağını söyler ve arada sözel bir sözleşme kurulmuş olur. Hukuken aradaki sözleşmenin niteliği ile ilgili tartışmalar bulunmakla birlikte hasta hekim arasındaki ilişkinin sözleşme üzerine olduğu ile ilgili bir tartışma bulunmamaktadır. Uzaktan sağlık hizmeti sunumu esnasında hasta ile hekimin hazır olarak kabul edileceği açıktır. Ancak hekimlik mesleğinin gerekliliklerini bu noktada unutmamalıyız. Hekimlik mesleği dünyadaki meslekler arasında en eski kabul edilen mesleklerden biridir. İnsanlık var olduğundan beri hastalıklar devam etmekte ve insanlar sağlıklı olmak için çare aramaktadırlar. Yüzyıllardır süregelen bu meslek, teknolojiden uzak çağlarda da vardı, insanlık var oldukça da var olmaya devam edecektir. Meslek etiği kurallarına uygun şekilde görevini yerine getiren hekimin hastaya karşı temel yükümlülükleri bulunmaktadır. Bunlar Tababet Ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi, Hasta Hakları Yönetmeliği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi hukuki düzenlemelerde yer almaktadır. Buna göre hekimin hastanın anamnezini alma, muayenesini yapma, hastaya teşhis koyma ve teşhise uygun tedavi planlama yükümlülükleri bulunmaktadır. Hekim bu yükümlülükleri yerine getirirken de özen içerisinde, tıbbi süreç ile ilgili yeterli bilgilendirmeleri yaparak ve her aşamada hastanın rızasını alarak hareket etmelidir. Hekimin meslek sanatını kullandığı en önemli yerlerden biri muayene yapma noktasındadır. Bu noktada çoğu zaman hastanın beyanları yeterli olmamakta, hekimin bizzat hastayı temasla muayene etmesi gerekmektedir. Uzaktan sağlık hizmeti sunumunda bu çok önemli nokta eksik kalacaktır. Ayrıca teşhis koyma aşamasında laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyulabilmektedir. Bazı tedavi yöntemleri ise bizzat hasta ile temas halindeyken yapılabilmektedir. İlk muayeneye gelen hastaya gerekli muayeneleri tamamlayan aile hekiminin, istediği tetkikleri değerlendirmek amacıyla verdiği kontrol muayenesi için uzaktan sağlık hizmetini tercih etmesi uygun görünmektedir. Ancak aile hekimliği birimlerinde yapılan aşılama faaliyetleri, pansuman hizmetleri, tedavisi enjeksiyonla yapılabilecek ilaçlar ile planlanan hastaların tedavileri de uzaktan sağlık hizmeti ile yapılamayacak aile hekimliği hizmetlerindendir. Uzaktan sağlık hizmetinin sağlık hizmetinin yaygınlaşması, sağlık hizmetine ulaşımın kolaylaştırılması, zaman ve ekonomik yönetim açılarından faydalı olacağı açıktır. Ancak belirttiğimiz nedenler ile sınırlı konularda uygulanmalıdır. Bu nedenle hizmetin kapsamının tahdidi olarak sayılmış olması bizler için olumlu bir durumdur. Yine de maddede yer alan hizmetler yeteri kadar sınırlandırılamamış, muğlak ifadeler de yer almıştır. “Uzaktan sağlık hizmetinin elverdiği ölçü” nedir? Hekim mesleğini yerine getirirken güncel tıp bilgilerinin ve uygulamalarının sınırlarında kalmalıdır. Bu sınırların açık olması gerekmektedir. Yaptığı hangi tıbbi işlem ile hizmetin elverdiği ölçüyü aştığını bilmelidir. Bu nedenle uzaktan sağlık hizmetinin elverdiği muayene edebilme ölçüsünün ne olduğunun daha açık olarak ifade edilmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere sağlık hizmetinin elverdiği ölçülerin aşılması olası bir hukuki anlaşmazlıkta, hekimin söz konusu anlaşmazlığın konusu ile ilgili kusur sorumluluğunu etkileyebilecek; hekime idari, mali, etik veya cezai sorumluluğu ile ilgili verilecek yaptırımlarda hekimin aleyhine değerlendirilebilecektir. Hekime yeni verilen uzaktan sağlık hizmeti görevi ile ilgili hukuki güvencenin de beraberinde sağlanması bu nedenle önemlidir.
Maddenin geneli birlikte değerlendirildiğinde aile hekimliği ile ilgili koruyucu hekimlik hizmetlerinin, danışmanlık hizmetlerinin, bebek-çocuk-gebe gibi performansa tabi izlem ve takiplerinin, 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile Hastalık Yönetim Platformu (HYP) üzerinden uygulaması başlayan aile hekimliği birimine kayıtlı kişiler ile ilgili olarak, hipertansiyon, diyabet, kanser ve obezite gibi hastalıkların taranması ve takipleri ile yaşlı değerlendirmelerinin belirli bir kısmının uzaktan sağlık sunumu ile yapılabileceği anlaşılmaktadır. İlgili Yönetmelik taslağının bu durumlar değerlendirilerek oluşturulduğu bentlerin ayrıntılarında yer almaktadır. Hastanın uzaktan takip edilebilir pek çok klinik parametresi bulunmakla birlikte 1. fıkra b bendinde bu takiplere örnek olarak aile hekimlerinin kronik hastalık tarama ve takiplerinde yer alan kan şekeri ve kan basıncı örnek verilmiştir. Yine devam bentler olan c ve d bentleri de koruma, tarama ve takipler ile ilgilidir. Verilecek hizmetlerin konu başlıkları yer almakla birlikte derinliğinin ne kadar olması gerektiği, neleri kapsayabileceğini hakkında düzenlemeler Yönetmelik Taslağı’nda eksik kalmaktadır. Uzaktan hizmet sunumunun derinliği ve kapsamı ile nasıl yapılacağıyla ilgili Yönetmelik maddeleri geliştirilmeli ve ayrıntılı Yönerge’le hazırlanmalıdır. Aile hekimleri olarak bizlerin uzaktan sağlık sistemine olan hukuki güveninin sağlanması gerekmektedir.
Ayrıca 1. fıkra e bendinde “endemik veya epidemik salgınlarda ulusal nitelikteki kılavuzlar doğrultusunda kişilerin sağlığının korunmasına yönelik gerekli tıbbi işlemler yürütülebilir.” denilmektedir. Bu bent Çin’in Wuhan kentinde 2019 yılında başlayan, tüm Dünya’yı etkisi altına alan ve günümüzde hala devam eden Covid-19 pandemisi nedeniyle bizlere herhangi bir hukuki alt yapısı oluşturulmadan telefon görüşmeleri aracılığı ile yapılması istenilen öncelikli Covid-19 hasta izlemleri için de hukuki zemin hazırlıyor gibi görünmektedir. Ancak bu düzenleme tek başına yeterli değildir. Yönetmelik Taslağı genel olarak değerlendirildiğinde verilecek uzaktan sağlık sunumunun Bakanlık tarafından tescilli USBS üzerinden yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mevcut hali ile öncelikli Covid-19 hasta izlemlerinin hala hukuki düzenlemesi bulunmamaktadır. Bu nedenle bu Yönetmelik ile izlemlerin yapılması gerektiğine dair oluşabilecek yanılgının Yönetmelik yayımlanmadan önüne geçilmelidir.
Maddenin devamında 1. Fıkra f bendinde giyilebilir teknolojiler ve diğer tıbbi cihazlar ile sağlık verilerinin ölçülebileceği ve takip edilebileceği yer almaktadır. Bu noktada atlanmaması gereken husus giyilebilir teknolojilerin ve diğer tıbbi cihazların kalibrasyon ihtiyacının olduğu ve bakımlarının yapılması gerektiğidir. Aile sağlığı merkezi şartlarında düzenli kalibre edilen cihazlar ile yetkili aile hekimliği çalışanları ölçümler yapmaktadır. Evde yapılacak ölçümlerde ise kişi bu konuda yetkili değildir ölçümleri nasıl yapması gerektiği ile ilgili bir eğitim alması gerekmektedir ve elinde bulunan tıbbi cihazların bakımını yerine getirmelidir. Gerekli eğitimlerin uzaktan sağlık hizmeti sunan kişiye yüklenmesi, ek külfetlere neden olacaktır. F bendi kapsamına giren giyilebilir teknolojiler ve tıbbi cihazlar Bakanlık tarafından belirlenmeli, bu cihazların kullanımı ile ilgili basın ve medya aracılığı ile bilgilendirici videolar, metinler, kamu spotları düzenlenmeli, uzaktan sağlık hizmeti alıcılarına eğitimler ülkemiz genelinde belirli bir standart halinde sunulmalıdır. Uzaktan hizmet alan kişinin kendisine ait tıbbi cihazların bakımı üzerinde sorumluluğunun tam olduğu hukuken açıktır. Ancak kişi tıbbi cihazların kalibre edilmesi gerektiği ve bunu sağlayamadığı taktirde sorumluluğunun gündeme geleceğini bilmeyebilir bu nedenle uzaktan sağlık hizmeti sunan kişi tarafından bilgilendirme yükümlülüğü kapsamında bu bilgilerin kendisine aktarılması gerekmektedir. Hekim bu konuda bilgilendirmesini yaptı ise hasta, bakımını sağlayamadığı tıbbi cihazının yanlış ölçüm yapması nedeniyle hekimin planlayacağı takip ve tedavide gerçekleşebilecek olumsuzluklar ile ilgili sorumlu olacaktır. Oluşabilecek zarar halinde hekim kendisine söylenilen verilere uygun bir şekilde doğru tedaviyi verdi ve gerekli bilgilendirmeleri özen içerisinde yerine getirdi ise, tıbbi cihazın yanlış ölçümü nedeniyle hekimin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.
Söz konusu maddenin 2. fıkrası bir sağlık tesisinin aynı branşta aynı uzaktan sağlık hizmeti faaliyet izin belgesi bulunması halinde bir başka sağlık tesisine, sağlık hizmeti talep eden kişiye yönelik uzaktan sağlık hizmeti sunabileceğini belirtmektedir. Bu durum aile hekimliği sistemine açıkça aykırıdır. Aile hekimliği birimleri Yönetmelik Taslağı 1. Bölüm ile ilgili görüş kısmında da belirttiğimiz gibi aile hekimliği birimine kayıtlı nüfusa hizmet vermektedir. Bu nedenle uygun faaliyet izin belgeleri bulunsa dahi başka bir aile hekimliği birimi için uzaktan sağlık hizmeti sunamaz.
Taslağın üçüncü bölümü ile ilgili :
Madde 9’un genel olarak değerlendirildiğinde uzaktan sağlık hizmeti alacak kişinin bilgilendirilmesinin kapsamı belirlenmiştir. Ancak söz konusu bilgilendirmenin kim/kimler tarafından yapılacağı belirtilmemiştir. Hekimin hastayı genel olarak bilgilendirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Uzaktan sağlık hizmeti alacak kişinin bilgilendirilmesi de bu kapsamdadır. Hekim mesleki olarak yerine getirmesi gerektiği bilgilendirmenin yanı sıra uzaktan sağlık hizmetinin esasları hakkında da bilgilendirmede bulunabilir. Ancak maddede geçen bilgilendirme konuları içerisinde hizmetin sunumu ile ilgili teknik detaylar da yer almaktadır. Ayrıca Madde 9 1.fıkra f bendinde yer alan uzaktan sağlık hizmetinin ücretlendirilmesi, hizmetin herhangi bir sağlık sigortası kapsamında karşılanıp karşılanmayacağı bilgisini aile hekiminin verebilmesi mümkün değildir. Uzaktan sağlık hizmeti alacak kişiye yapılacak sağlık sigortasının kapsamı hakkında bilgilendirme Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı veya özel sigorta şirketince yapılmalıdır. Aile hekiminin bu bilgileri bilme mecburiyeti bulunmamaktadır, yükümlülükleri arasında yer almamaktadır. Bu nedenle bu madde kapsamında yapılacak genel bilgilendirme uzaktan sağlık hizmeti alacak kişiye otomatik olarak sistem üzerinden verilmelidir. USBS üzerinden kişinin bu bilgilendirmelere ulaşabilmesi ülke genelinde standardizasyonun sağlanması açısından da oldukça önem arz etmektedir.
Kimlik doğrulama başlıklı Madde 10’da kimlik tespiti sağlık tesisinin sorumluluğunda kabul edilmiş ve kimlik tespit etme görevi sağlık meslek mensubuna verilmiştir. Aile hekimliği sisteminde sağlık meslek mensubu olan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları aynı zamanda sağlık tesisinin de sorumluluklarını yerine getirmek zorunda kalmaktadır. Kendi içlerinde çalışma teşkilatlanması içerisinde ayrı bir idari birimleri bulunmamaktadır. Bu noktada kimlik tespit sorumluluğunun tamamı aile hekimliği çalışanlarına kalmaktadır. Bu durum uzun yıllar boyunca birime kayıtlı kişilerin kimlik tespiti noktasında kolay olabilecekken, hekim ile henüz hiç yüz yüze teması olmamış, kaydını e-devlet üzerinden yapan veya kaydı ilçe sağlık müdürlüklerince tamamlanan kişilerin kimlik tespiti noktasında oldukça zor olacaktır. Bu sorumluluğun tek başına uzaktan sağlık hizmeti sunacak kişilere yüklenilmesi kabul edilemez. Doğru kimlik beyanında bulunmak hizmeti alacak kişinin de sorumluluğunda olmalıdır. Günümüzde teknolojik alt yapılar sayesinde pek çok iş artık internet aracılığıyla bilgisayar, tablet ve telefon gibi aletler üzerinden yürütülmektedir. Kişiler kendilerine ait kişisel verilerine ulaşabildikleri ve işlem tesis edebildikleri e-devlet, e-nabız, online bankacılık hizmetleri, elektronik alışveriş gibi hizmetler kullanabilmektedir. Bu hizmetlerin kullanımında sorumluluk kullanıcıya da yüklenmektedir. Uzaktan sağlık hizmeti alımı esnasında da sorumluluk kişiye yüklenilmelidir ve yalan beyanda bulunan kişi için bir yaptırım bulunmalıdır. USBS girişi esnasında gerekli kimlik tespiti sorgulamaları ve denetimleri sistem üzerinden gerçekleşmelidir, hizmet alımının başlaması anında aile hekimlerine kimlik tespiti noktasında yüklenecek sorumluluk asgari düzeyde tutulmalıdır.
Aile hekimliği sisteminin diğer sağlık hizmeti sunucularından farklı olması nedeniyle, 11. maddede geçen eğitim sorumluluğu yönünde yine karşımıza sağlık tesisi ve uzaktan sağlık hizmeti sunacak sağlık meslek mensubu arasındaki ilişki çıkmaktadır. Yönetmelik Taslağı Madde 4’te uzaktan sağlık hizmeti sunmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş sağlık kuruluşları sağlık tesisi olarak tanımlanmıştır. Aile hekimliği birimleri başlı başına bir sağlık tesisi iken tıp merkezleri ve hastanelerde olduğu gibi idari, mesleki, mali yönlerden ayrı bir sağlık tesisi iç teşkilatlanmasına sahip değildir. Bu noktada aile hekimliği birimleri sağlık kuruluşu olarak değerlendirilirse, aile hekiminin bilgi ve iletişim teknolojileri hakkında gerekli donanıma sahip olması, teknoloji okuryazarlığının yeterliliği için gerekli eğitimi kendisinin vermesi ve uygunluk denetimleri yapması gerekeceği sonucu çıkacaktır ki bu durum hayatın olağan akışına göre mümkün değildir. O zaman haklı olarak şu soruyu sormak gerekecektir. Aile hekimliği çalışanlarının vereceği uzaktan sağlık hizmeti hakkında gerekli hizmet içi eğitimler ve denetimler hangi kurum/kuruluşlarca yapılacaktır? Bu konuda ciddi bir hukuki boşluk bulunmaktadır. Bu hususun uzaktan sağlık hizmeti sunumu başlanmadan önce çözümlenmesi gerekmektedir. Ayrıca hizmet içi eğitimler bir an önce tamamlanmalı ve aile hekimliği çalışanlarının uzaktan sağlık sistemine hazır olması sağlanmalıdır. Yeterlilik denetimlerinin sınırları ve denetimlerin asgari ve azami zamanları belirlenmelidir. Aksi halde bu hukuki boşluk denetleyecekler tarafından mobbing unsuru olarak kullanılabilecektir. Mevcut düzenleme bu hali ile yetersiz kalmakta ve hukuki belirsizlik nedeniyle güven ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
Uzaktan hizmet sunumu ile ilgili en çok merak edilen hususlardan biri kişisel veriler noktasındadır. Madde 12 ile kişisel sağlık verilerinin korunmasının sorumluluğu hizmeti sunan sağlık tesisine verilmiş ve veri sorumlusu ile veri işleyen sıfatlarına haiz kişilere verilerin güvenilirliğini sağlama yönünde her türlü teknik ve idari tedbiri alma yükümlülüğü getirilmiştir. Öncelikle veri sorumlusu ile veri işleyen sıfatlarına haiz kişilerin kim olduğu sorusunu yanıtlamak gerekmektedir. 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre Veri sorumlusu, kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. Veri işleyen ise, veri sorumlusunun verdiği yetkiye dayanarak onun adına kişisel verileri işleyen, gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmaktadır. Aile hekimliği çalışanları 6698 Sayılı Kanun’a göre veri işleyen sıfatına haizdir. Sorumluluğun sadece veri işleyende olmadığı göz önüne alınmalıdır. Madde’de belirtildiği üzere kişisel verilerin güvenliğinin sağlanmasının teknik bir boyutu bulunmaktadır, teknik boyut ile ilgili güvenliği veri işleyenin sağlaması mümkün değildir bu sorumluluk USBS geliştiricilerine aittir. Aile hekimliği çalışanlarının kişisel verilerin korunması yönündeki sorumluluğu sadece uzaktan hizmet sunumu esnasında olmalıdır, sistem ile ilgili güvenlik açıkları aile hekimliği çalışanlarına sorumluluk olarak yansıtılamaz. Maddenin devamında tarafların ortak rızası olmayan hallerde görüntülü veya sesli kayıt alınamayacağı ve fotoğraf çekilemeyeceği, rıza bulunması halinde ise kaydın yalnızca USBS üzerinden yapılabileceği belirtilmiş ancak bu yasağa uyulmaması halinde yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacak ise yaptırımın nevi hakkında bilgilendirme maddeye eklenmemiştir. Her ne kadar Yönetmelik Taslağı Madde 17 hüküm bulunmayan hallerde 6698 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanabileceğini belirtmiş olsa da; suç ve kabahat başlıklı 17. ve 18. maddelerinde belirtilen Kanun’a aykırılık hallerine bağlanan yaptırımlar uygulanacak ise Yönetmelik Taslağı’nda Kanun’a atıf yapılarak olası anlaşmazlıklara mahal verilmemesinin sağlanmasının daha uygun olacağını düşünmekteyiz.
Yasaklar ve sınırlamalar başlıklı 14. Maddenin 1. fıkra g bendine göre randevu programlarının uzaktan sağlık hizmeti almaya zorlayacak ve kişilerin sağlık tesisine gelmesini zorlaştıracak veya engelleyecek düzeyde olamayacağını belirtmiştir. İlgili bend ile uzaktan sağlık hizmeti sunumunun randevu programları aracılığıyla gerçekleşeceği ve uzaktan sağlık hizmeti randevularının sağlık tesisine gelerek gerçekleştirilebilecek randevuları engellememesi gerektiği bilgilerine ulaşılmaktadır. Bu nedenle aile hekimliği sisteminde uzaktan sağlık hizmeti sunumu için randevulu sistemin kullanılmasının gerekliliği aşikardır.
Uzaktan sağlık hizmetleri sağlık hizmetinin yaygınlaşmasını ve sağlık hizmetine ulaşımın kolaylaşmasını sağlama yönünde oldukça önemli bir adımdır. Ancak hizmetin sunumunun planlanması esnasında ülkemizin gerçekleri de değerlendirilmelidir. Uzaktan sağlık hizmeti alacak toplumun sağlık okuryazarlığının henüz istenilen seviyede olmaması, aile hekimliği birimlerinin her yerde eşit şartlar altında hizmet vermediği, coğrafi konumu nedeniyle gerekli teknolojik alt yapının sağlanamayabileceği aile hekimliği birimlerinin bulunduğu gibi durumlar uzaktan sağlık hizmeti planlamalarında göz önünde tutulmalıdır. Hizmetin yeni sorunlara yol açmaması için mevcut Yönetmelik yeterli değildir, uygulamaya yönelik daha detaylı hukuki düzenlemeler de beraberinde yapılarak aile hekimliği çalışanlarının uzaktan sağlık hizmetleriyle ilgili hukuki güvenilirliği sağlanlanmalıdır. Uygulamaya, verilecek hizmetin aksamaması için uzaktan sağlık hizmeti sunacak ve alacak kişilerin eğitimleri tamamlandıktan sonra başlanılmalıdır. Gerekli teknik alt yapı Bakanlık veya Müdürlük’çe yapılmalı, bizler sadece hizmeti sunma noktasında müdahil olmalıyız. Hizmetin sunumu ile ilgili bizlere hekimlik mesleğinin gerekliliklerinin dışında herhangi teknik, idari veya mali bir külfet getirilmemelidir.
ANKARA AİLE HEKİMLİĞİ DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU